Bir
birlerini takip etmis olan bir çok Türk
nesillerinin ortak mali olan millî destan
parçalarimizda, Türklere yol göstericilik
yapan, Türkleri zaferlere götüren sembol... Her
milletin tarihi bir veya bir takim mitoloji ile
baslar. Yazi icad edilmeden evvel mitolojiler
vardi. Agizdan agiza söylenerek, nesilden nesile
geçiyordu. Yazi icad edildikten sonra, o zamana
kadar halkin agzinda dolasan ve bir milletin
topyekûn yasantisinin izahi demek olan mitoloji
(yahut mitoloji seklindeki yazi) yazilmaya
baslandi. Her milletin mitolojisi gibi
Türk mitolojisi de yanliz bir kisi tarafindan
yazilmadi. Önce Hikâye ve masal yazmaya merakli
olan kimseler, bulunduklari yerdeki hikâye ve
masallari halkin agzindan dinliyerek yazdilar.
Uzun tarih içinde hikâye ve masallardan bir
kaç tanesini küçük bir brosürde yazip
topluyanlar oldu. Böylece 8-10 Mitoloji
(hikâye) bir kitapta toplanmis oldu. 8-10
Mitolojiye, yeni mitolojiler ileve edenler
oldu. Böylece 15-20 Mitoloji bir kitapta
toplanmis oldu. Böylece daha büyük bir
mitoloji kitabi yazilmis oldu.
Íngilizler
için Aslan, Ruslar için ayi, Íranlilar için
Pars, yahut kaplan, Japonlar için ejder.
Ítalyanlar için Romüs ve Romülüsü Kurt ne
ise, Türkler için de Bozkurt odur. Bir aydin
kisinin Bozkurd'u kabul etmemesi, aydin geçinen
bu insanin kendi milli tarihini bilmemesi, milli
tarihi ret ve inkâr etmesi demektir. Kendi
milletini ve onun bayragini kabul etmemesi
demektir. Kurdu kabul etmemek, en azindan büyük
ecdadi inkâr etmek, tanimamaktir.
Kendi milletine ve milliyetine hürmet etmiyene
kimse hürmet ve itibar etmez.
Türk milletinin yaratilis destaninda kurt
karsimiza öyle bir hasmet öyle bir mânâ ile
çikiyor ki, ona gönül vermemek elden gelmiyor.
Türklügün bilincine varmis olan herkesin onu
benimsememesi mümkün degil.
Hunlar
devrine yaklasirken ve özellikle Hunlar devrinde
(M.Ö.220-M.S. 220) Bozkurt karsimiza daha
sumüllü olarak çikiyor. Artik Bozkurt sadece
ilâhi bir Ata veya sadece bayrakta milli bir
sembol degildir. Bunlarla beraber Bozkurt, ilâhi
bir güç, orduya yol gösteren bir klavuz, darda
kalanlarin yardimina kosan bir Hizir, Hakan'a ve
orduya ihtiyat, ihtimam ve temkin dersi veren bir
hoca sembolü olarak karsimiza çikiyor. Bozkurt
Oguz Han'la ve ordusu ile beraber savasiyor. Bu
hal, en azindan orduya moral veren ve onu
zaferden zafere kosturan bir faktördür. Artik
Bozkurt savasçiligin, cesaretin, bir
sembolüdür. O kurt olmaktan ziyade, Kurda
benzetilen bir kurtarici ve bir kahramandir.
Bilgin ve akilli bir Hakan'dir.
Bir millet için, özellikle milletin içinden
çikip gelen ordu için ihtiyat, temkin, ihtimam
gibi hasletler, üstün moral sahibi olmak,
kendisine ve kendi gücüne güvenmek, bütün
bunlarin üstünde hakli bir is yaparken Allah'in
(Putperest dahi olsa) yardim edecegine inanmak,
kötü hasletler midir ki, bunlari temsil ve
sembolize eden Bozkurt ve onun sahsinda Türk'üm
diyen gençler horlanmaktadir. ATATÜRK'e de
Bozkurt deniliyordu. ATATÜRK de mi hor
görülüyor?
Bozkurd'un Buzdagindan, dagi ve tasi, tozu ve
dumani birbirine katarak hizla inmesi ve ordunun
önüne düsüp yürümesi, bana tarihi bir
gerçegi hatirlatti.
Ílkçaglarda Mezepotamya, Ortaanadolu ovalari,
Dogu'da Pasinler ovasi ve Medya meskun ve medeni
ülkeler iken, yüksek ve ormanlarla kapli olan
Güneydogu Anadolu, insanlarla meskûn degildi.
Buralarda vahsi hayvanlar ve sürüler halinde
kurtlar yasardi. Kisin her taraf 100-120 cm karla
kaplaninca, yiyecek bulamiyan ve aç kalan
kurtlar, sürüler halinde Mezepotamya,
Ortaanadolu ve Medya ovalarindaki agillara, koyun
sürülerine saldirirlardi. Kurtlarin geldikleri
Güneydogu Anadolu'ya o devrin insanlari
Kurdistan diyorlardi. Kurdistan'a 1071 den sonra
kalabalik (Kurbaba) kabileleri de yerlestirilmis
oldugu ve bu kabilelere, Güneydogu Anadolu'nun
Selçuk Sultani A.Keykubat tarafindan temlik
edildigi ayni mintikaya yine Kurdistan denildigi
M.Serif Bey tarafindan Varto Tarihi ile tesbit
edilmistir.Kurdistan'a Kürdistan denilmesi
maksatli degilde nedir?...
Yukarida
temas ettim ya.. Efendim Kurdun tek basina ve
mücerret olarak bir mânâsi ve önemi yoktur.
Kurt, Türk kültürünün bir unduru, bir
bölümüdür. Türk kültür ve medeniyeti,
edebiyati, tarih ve sosyal yasantisi, devlet ordu
sevk ve idaresiyle beraber mütalâa ettigimiz
zaman kurdun önemi daha iyi anlasilir. Mesele
kurdu hor görmek ve inkâr etmek meselesi
degildir. Kurdun sahsinda Türk Kültür ve
medeniyetine sahip çikma meselesidir. O Türk
idealinin, Türk dinamizminin önemli bir
parçasi ayrilmaz bir bölümüdür. Siz kurdu
kabul etmez, kürt tabirini kabul ederseniz,
sizKurdistan'a Kürdistan derseniz, bundan
cesaret alanlar, millî sinirlar içinde
Kürdistan devlet kurmaya kalkarlar. Konu
memleketin bütünlügü açisindan ele alininca,
Kurd'un onu kabul veya inkâr etmenin önemi
biraz daha açik anlasilir sanirim.
|